Enverî Paşa’ya Sitem

“Davul zurna çalınıyor / Onbeşliler gelsin deyi / Onbeşliden asker m’olur / Topluyorlar ölsün deyi.”

“Davul zurna çalınıyor

Onbeşliler gelsin deyi

Onbeşliden asker m’olur

Topluyorlar ölsün deyi.” (1)

Ayrılığın da ehveni vardı

 / ey Enverî Paşam

Bir tren kalkardı meselâ, bahtıkara bir tren

Güzün bir vaktinde, istasyonun ortası

El sallardı gözü yaşlı, bağrı başlı

/ iki yaşlı can

Bekleyenim varmış derdi

/ çakır gözlü sarı oğlan

Gerçi ayrılık trenleri nereye gider, bilinmez

Ve onun memleketinde Ulukışla’dan sonrası akşam

Ayrılığın da güzeli vardı Enverî Paşam..

 

Çadırlar dağa guruldu

Hücum borusu vuruldu

Bir Sarıgamış uğruna

Nice fidanlar gırıldı..” (2)

 

Ölümün de güzeli vardı Enverî Paşam

Ne olurdu, baharda bir gün

Islak çimenlerin dizine

Düşüvereydi çağla çiçeği gibi

Veya yolu üzerine karıncaların

O gün onlara konuk olurdu

Kırkı okunurdu, elliikisi okunurdu

Alnına dokunurdu sevgili eller

Erzurum da vatan idi, tabyaları vardı

/ orda da vardı sevgililer

Ve orda da olurdu akşam

Ölümün de güzeli vardı Enverî Paşam

 

“Yüzbaşılar, yüzbaşılar

Tabır tabırı garşılar

Yağmur yağıp gün vurunca

Yatan şehitler ışılar..” (3)

 Kâmil Uğurlu

 

(1-2-3) Bu üç kıt’a Emir Kalkan’ın derlediği Avşar Ağıtları’ndan alındı
– Onbeşliler, 1899 doğumlular (1315 liler)
(3) Şehitler kar altındaydılar. Karlar eriyince şehit naaşlarının ortaya çıkacağını anlatıyor anası.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir