Onun gözleri hâlâ kahverengi, biliyor musunuz, / ve gökyüzü sonsuz / Sonra kanatlarını açıp sonsuzluğa uçuyor.
Etiket: Dr. Kâmil Uğurlu
Ankara’daki Marmara Kıraathanesi
Malik Aksel’in anlattığı şekliyle Ankara’daki bu ilginç ve önemli kıraathanenin adı “İstanbul Pasta Salonu” imiş, fakat kıraathaneymiş. Ulus Meydanında, Ulus İşhanı yapılırken yıkılmış. Bir cephesi pembe Ankara taşından yapılmış eski Taşhan’a bakarmış, öteki yüzü de Tavukçu Tayfur ustanın lokantasına.
Beşiktaş’ta Bayram Namazı Yahut Hagop’un Ekmekleri
Sultan Abdülhamid Han yılda iki kez Sinan Paşa Camisi’ne geliyordu ve onun gelişiyle semtin bütün kimyası değişiyordu. Bayramın iki gün öncesinden itibaren olağanüstü anlar yaşanmaya başlardı. Çarşıdaki canlılık tamamen durur, her şey ertelenir, dondurulurdu.
Haylaz -şiir-
Daha vakit erken derken / Bir baktım, ezanlar okundu / Nerde kaldın dedi babam / ve kızdı, / Bu bana çok dokundu.
Sana Dün Seyrantepe’den Baktım Aziz İstanbul
“Türk Seyyahin Cemiyeti” 1923’te Ata’nın talimatı ve desteğiyle kuruldu. Kurulduğu günden bugüne, yüzyıldır önemli hizmetler gördü. Bugün yüz yaşında bir delikanlı olarak yine milletin hizmetine devam ediyor.
Enverî Paşa’ya Sitem
“Davul zurna çalınıyor / Onbeşliler gelsin deyi / Onbeşliden asker m’olur / Topluyorlar ölsün deyi.”
Üsküdar’a Gider İken
Yine dünyada ün kazanmış, fakat yurt içinde daha fazla şöhret olmuş oyuncu “Kâtib” idi. Adı üzerinde çeşitli efsaneleri düzenlenmiş bu Osmanlı çelebisi de, sahne alanlardan, fakat sahneden inmeyenlerdendir.
Kadırga -şiir-
Bu kadırganın yükü pek nârin, / Âheste beste sûy’i Gülhâne’ye vardı.