Erzincan il merkezine, 116 km uzaklıkta bulunan İliç, benimde memuriyete ilk başladığım güzel bir ilçe olarak anılarımızda yerini aldı.
Her sene mutlaka ziyaret ettiğim bu şirin ilçenin, tarihsel serüveni de çok eskilere dayanmaktadır. 1071 Malazgirt Zaferinden itibaren Malatya ve Elazığ yörelerinden gelen Türk ailelerin yerleşmesiyle birlikte, 1302 yılında köy olarak görülmektedir. Şöyle ki, 1938 yılı öncesinde, bugün Kuruçay Köyü olarak bilinen bir kasabaya bağlıydı. Fakat 1939 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile ilçe olmuştur. Demiryolunun buradan geçmesi ilçe merkezi olmasında çok etkili olmuştur. Günümüzde Kuruçay’da İliç’e bağlı bir mahalle konumundadır.
Kuruçay’da az da olsa Osmanlı dönemine ait eski tarihsel doku göze çarpar. Günümüzde adından söz ettiren “Eski Hükümet Konağı” en önemli tarihi binadır. Kuruçay’dan 1 kilometre kadar ileride bulunan Kalebaşı denilen kalenin merdiven taşları, Kuruçay Hükümet Konağı yapımında kullanılmıştır.
İliç ilçesinin ilk yerleşim yeri, Karataş Mahallesi olarak bilinen ilçenin üst kısımları yani dağlık bölge tarafı olmasına rağmen, günümüzde Fırat Nehrinin bir kolu olan Karasu ırmağına doğru ilçe genişlemiştir.
İlçenin 1937 yılında yapılmış en önemli tarihi eseri “Saatli Çeşme’sidir”. Behçet Kemal Çağlar’ı rahmetle anmamıza vesile olan güzel sözü hala dilden dile dolaşır, şöyle söylemiştir:
“İliç’te bir çeşme var, altından su, üstünden zaman akar gider”.
İlk tayinim Ankara’dan buraya çıkıp da göreve başladığımda, bölgede rivayet olunan “çeşmenin suyundan içen herkes er ya da geç bir gün mutlaka İliç’e geri döner.” sözü dikkatimi çekmişti. Ben hatırı sayılır 25 yıl farkıyla, İliç gelini olarak her sene İliç ziyaretinde bulunurum sanki bu sözü doğrulamak ister gibi.
İliç’in yüzü her geçen gün değişir ve gelişmeye devam eder. Buraya gelenlerin mutlaka görmeleri gereken yerlerin başında, doğal güzellikleri gelir.
Mesela, “Aydınlık Kanyon”, İliç ilçesinin kuzey doğusunda Atma köyünden ulaşılan muhteşem bir doğa harikasıdır. Bölgeye İliç’ten tekne ile ulaşmak ve kanyonda tekne ile dolaşmak mümkündür. Kanyonda: Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmış ama günümüzde kullanılmayan demiryolu tünelleri, köprüler, sarp kayalıklar ve uçurumlar vardır. Kanyonda tekne gezisi yanında, Atma köyünden başlayarak tünellerin içinden, köprülerin üzerinden geçilerek bir yürüyüş yapmakta mümkündür. Doğa severler için ve fotoğraf tutkunları için mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında burayı tavsiye ederim.
Romalılar ve daha sonraki dönemlere ait çok sayıda tarihi kalıntıya ev sahipliği yapan “Altıntaş Köyü” de ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir.
İlçenin kuzeydoğusunda, Boyalık ve Hasanova köylerine yakın olan muhteşem görüntüsüyle görsel şölen yaşamanıza sebep olan “Polat Krater Gölü” ile adeta büyüleneceksiniz. Gölün kükürtlü suya sahip olduğu bilinmekte olup, ne gibi bir sağlık yararı olduğu bilinmemektedir. Çevresinde birçok farklı kuş türünün barındıran gölde, kuş foto safarisinin yanı sıra kamp ve doğa turizmi de yapılabilir.
İliç ilçesinin en önemli özelliklerinden birisi, ülkemizin ikinci en büyük altın madeni yataklarının burada olmasıdır. Bu altın madeni cevheri işletme hakkı, Kanadalı Alacer Gold ve Çalık Holding Ortaklığı isimli bir şirkette bulunmaktadır. İlçenin insanı, bu altın madeni nedeniyle ekonomik yönden oldukça ferahlamış durumdadır.
İlçede kaymakamlık ve belediyenin ortak yürüttüğü projeyle İliç Barajı bölgesinde kurulan “Millet Bahçesi”, bölgede yaşayan insanların ve gelen turistlerin ilgisini çekiyor. Doğu Ekspresi ile trende masalsı yolculuk yapanlar, İliç’te 3 saat bekliyor. Zipline ve kano gibi çeşitli su sporları ile vakit geçirebiliyorlar. Millet bahçesi, Türkiye’de tekne turunun olduğu ve baraj gölü ile bir araya gelen ilk ve tek örnek olarak ön plana çıkıyor.
İliç halkı, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. İlçe tulum peyniri ile ünlüdür. Tarım, küçükbaş hayvancılık ve kısmen arıcılıkla genel olarak ilçenin ekonomisini oluşturmaktadır. Yollarında keyifle doğayı seyredebilirsiniz. Köylerinde ise çok sayıda höyük ve tarihi yapı kalıntılarını ziyaret edebilirsiniz.
İliç yöresel yemekleri ile de damaklarda ayrı bir lezzet bırakır. Özellikle, keşkek, gendime çorbası, soğuk ayran aşı, kelecoş, pirpirim aşı, ekşili köfte, bükmeli sırın tadılmadan dönülmemesi gereken yemeklerdir.
Manileriyle, türküleriyle de adından söz ettiren bu şirin ilçede, bölge insanını ve kültürel dokuyu yakından tanımak için yöresel bir düğün törenine katılmanızı tavsiye ederim.
“Kınaya gel kınaya/ Ak ellerin kınaya/ Annesi gelmeyince/
Ver yavrum demeyince/ Vermez elin kınaya”
Erzincan’a geldiğinizde mutlaka ziyaret edilmesi gereken bu güzel ilçeye huzur ile seyahatler dilerim…
Şifanur Özçelik Şirin