Yusufeli’ye Son Bakış’ın Son Hikayeleri

Yusufeli’nde Baraj dolmadan son olayları sözlü tarih çalışması olarak kayda aldık. Yaşlı kişileri dinledik..son birkaç görüşme…

1956 yılında Demirkent köyü Pez Mahallesi’nde dünyaya gelmişim. Ulusal kanallarda kameraman olarak çalıştım. Emekli olunca Yusufeli’ne yerleştim çay bahçesi işletiyorum. Rus gelince neler olmuş?  Rahmetli nenem anlatırdı ki Halit Paşa ırmağın karşı tarafında, Rus ise bizim köye gelmiş yerleşmiş. Ahali sırtlarına eşyalarını almış çocuklarının elinden tutup muhacir olmuşlar. İspir, Bayburt, Gümüşhane, İskilip’e kadar gitmişler. O kadar daralmışlar ki çocuğunu bile bırakan olmuş. Bizim mahallede tek bir hane kalmış. Beş erkek kardeş kalmış. Rus önce bunlara bir şey dememiş. Birgün Rus kamandari taşa oturmuş dürbünle Türk askerini gözlüyormuş. Arkadan gidip silahını alıp kulağını kesmişler. Rus komutanı ölmüş. Kardeşleri yakalayıp birini öldürmüşler. Birini yaralıyorlar oda kaçıyor. Ben yetiştim adı Kadir Çolak’tı. İki kardeşte kaçıp Sungurlu’ya yerleşiyor. Bizim mahalle 45 haneymiş çok güzel konaklar varmış. Rus ateşe verip yakıyor. Yanmış bir konağı hatırlıyorum. Rus çekilince geri dönüyorlar. Bayburt ve Gümüşhane de kalanlar olmuş. Nenemgille beraber yedi hane geri dönmüş. Hiçbir şeyleri yokmuş. Yoklukla yaşamışlar. Yeniden evleri yapmışlar. Nenem hep muhacirliği anlatırdı bana. Eskiden ekmek çok değerliymiş. Mezralarda ekin ekermişler. Zeytinimizde vardı. Çevre köylere göre zengin köydük. Misafir konakları vardı. 20 kişinin konakladığını biliyorum. Komşu köylerden fakir komşular gelir işlerimize boğaz tokluğuna yardım edermiş. Bizde 50-60 teneke zeytin yağı olduğunu biliyorum. Nenem teşte yarısını döküp bişi lokum pişirirdi. Bizde 15 dip? Zeytin vardı. Satmak yok.5-6 ton yağ çıkarırdık. Yağ damının da otururduk ocak yanardı. En son yağın konduğu kaba tahar derlerdi. 12. Ayda toplanan zeytinin yağı kaliteli olurdu. Dink taşını çevirip yağ çıkarırdık. Taş sonra suyla dönmeye başladı. İzmir den biri geldi bizim köyden zeytin alıp yağ üretti ödül bile aldı.  Sizin köyde ki doğal buzdolapları hakkında bilgi verir misiniz? Mahsenler deriz. Kayanın içerisini oyup duvarla kapatmışlar. Küçük ahşap kapıları var.

Buzdolabı yerine kullanırdık. Ruslar şaraplarını koymuş. 1986 da bize elektrik geldi. Bütün ürünlerimizi orada saklardık. Ne bozulur, ne tadı değişir. Sular buz gibi olurdu. Yazın -5 dereceye inerdi. Bu mahsenlerden köyde 40-50 tane var. Birkaç komşu birleşip bir mahseni kullanırdı. Kapı kilitlenmezdi buralarda hırsızlık olmaz. – Yaylaya nasıl çıkardınız? – Önce atla mezraya çıkar daha sonra yaylaya çıkardık. Ot, buğday saman getirirdik. 250 haneyiz köylü birleşti mezraya yol yapmaya karar verdi. Devletten sadece makine ve şoför alındı yiyeceklerini ve mazotu köylü karşıladı. 1972 yılında çoğu köyün yolu yokken biz mezraya yaptırdık. Burada ki köylerden daha ilerdeyiz. 1984 de köyümüzün yolları asfalt oldu. Evlerimiz yenilendi. Sondaj vuruldu güneş enerjisiyle sulama suyu çıkardılar. Devleti için her zaman fedakarlık eden Yusufeli halkı bir kez daha ilçesini kayıp ederek fedakarlık yapmıştır.

Ülkü Önal

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir