Antananarivo

Antananarivo, yaklaşık 1.390.000 nüfusu ile Madagaskar’ın birinci, Afrika’nın 29. dünyanın ise 231. büyük şehridir.

Hint Okyanusu’nda yer alan, Afrika Kıtası’nın en büyük ada ülkesi Madagaskar’ın başkenti ve en kalabalık şehridir. Kıtada, Madagaskar ile beraber toplamda altı ada ülkesi bulunmaktadır. Hint Okyanusu tarafında Komorlar, Mauritius ve Seyşeller, Atlas Okyanusu’nda ise Sao Tome ve Principe ile Cape Verde’dir. Madagaskar dışındaki ülkeler genelde adalar topluluğu tarzında ve oldukça küçük yüzölçümlerine sahiptir. En büyükleri 10 adadan meydana gelen, 4.033 km²  yüzölçümüne sahip Cape Verde (Yeşil Burun Adaları) iken, en küçüğü ise 115 adadan oluşan ve sadece 459 km²  yüzölçümüne sahip Seyşeller’dir. Madagaskar ise, 587.000 km² yüzölçümü ile, Grönland, Yeni Gine ve Borneo Adaları’ndan sonra dünyanın en büyük dördüncü adasıdır. Endonezya’dan sonra ise dünyanın en büyük ikinci ada ülkesidir. 

Madagaskar, Endonezya ve Afrika Kıtası’ndan gelenlerin harmanlandığı çok renkli bir etnik yelpazeye sahiptir.  Ayrıca  barındırdığı hayvan ve bitki türlerinin % 90’nın sadece Madagaskar’a  özgü olması da  adayı çok farklı kılmaktadır.  Fakat bu güzelliklerinin yanında, ada ve başkentinde sefalet ve fakirlik kol gezmektedir. Hele ki  dört yıldır neredeyse hiç yağmurun yağmaması, son 40 yılın en kurak dönemini geçiren ülkede açlık ve beraberindeki sorunları had safhaya çıkarmıştır. Biz de dernek olarak 2022 yılı içinde Madagaskar’a bir yardım kampanyası düzenlemiş, Antananarivo Büyükelçiliğimiz  ile işbirliği yaparak 3.000 üzerindeki aileye gıda yardımında bulunmuştuk. 

İstisnai bir ülkenin başkenti olan Antananarivo, özel bir şehirdir. Kentin kurulduğu bölgeyi fetheden ve koruyan bin kişilik asker grubuna ithafen verilen ismi, yerel dil Malgaşca’da  “binlerin şehri” anlamına gelmektedir. Fransız sömürge döneminde ise kısaca “Tana” diye adlandırılmıştır. 1280 metre rakımı ile dünyadaki ada ülkeleri arasında deniz seviyesinden en yüksekte kurulmuş başkenti olan Antananarivo, yaklaşık 1.390.000 nüfusu ile  Madagaskar’ın birinci, Afrika’nın 29. dünyanın ise 231. büyük şehridir.

TARİH

Şehrin kurulu olduğu bölgede 16.yy öncesinde, adanın ilk sakinleri olan Vazimbalar’ın yaşadığı “mavi orman” anlamına gelen Analamanga isimli bir kasaba var imiş. Madagaskar’ın o dönemki  en büyük  krallığı Merinalar,  Analamanga’yı  1610’lu yıllarda fetheder ve ilerleyen senelerde  şehri başkent ilan eder ve ismini değiştirirler. Yaklaşık bir asır başkent olan Antananarivo, Kral Andriamasinavalona’nın  1710’daki ölümünden sonra ülkenin dört oğlu tarafından  paylaşılmasıyla kısmen gözden düşer ve güney bölgesinin başkenti olarak yoluna devam eder. Bu sırada kardeşler arasında çıkan iç savaş,  uzun yıllar sürer ve 1794 senesinde Kral  Andrianampoinimerina’nın  tüm Merinaları tek çatı altında toplaması ile sona erer.  krallığın yeniden başkenti olan Antananarivo için de yeni bir dönem başlar.

Merina Krallığı zamanla adanın büyük çoğunluğunun hakimi olur.1810 yılında tahta geçen Kral Radama, Batılı ülkelerle yakın temas kurar ve onları adaya davet eder. İngilizler ve sonrasında da Fransızlar, ticaret ve misyonerlik faaliyetleri için adayı mesken tutarlar. İngilizler Kral Radama’yı Madagaskar Kralı olarak tanır ve tüm adanın hakimi kabul ederler. Bu dönemden sonra da, Merina Krallığı, Madagaskar Krallığı olarak bilinir.

Özellikle başkentte yuvalanan Batılılar,  şehrin ve adanın nimetlerinden faydalanmaya başlayıp, kiliseler ve misyoner okulları açarlar. Kralın 1828 yılında ölmesi ile yerine karısı Kraliçe Ranavalona geçer ve 33 sene iktidarda kalır. Bu dönemde Batılı devletler ile kocasının yaptığı tüm anlaşmaları iptal eder, Antananarivo ve diğer şehirlerde açılan kiliseleri kapatır, Hristiyanlığı yasaklar. Batılı ve yerel işbirlikçilerinin en büyük gelir kaynağı “köle ticareti”ni kaldırması ise bardağı taşıran son damla olur ve böylece tüm Batılı ülkeleri karşısına alır. Özellikle Fransızlar bu durumdan çok rahatsızdırlar. Hem maddi, hem manevi kayıpları olan Fransızlar, Madagaskar’ı işgal etmek için harekete geçerler. Fakat Kraliçe Ranavalona düzenli ordusu ile   Fransızları  mağlup ederek adanın işgalini önler. Bu tarz saldırıları bertaraf etmek  için de silah fabrikaları kurdurarak ordusunu güçlendirir. Batılı ülkelerin nefretini kazanan kraliçe, tipik bir emperyalist manevra ile tüm dünyaya “deli hükümdar” olarak tanıtılır.  Tarihlerini işgalcilerden öğrenen tüm müstemleke  ülkeleri gibi, Madagaskarlılar da bu milli değerlere bağlı, ülkesini çok seven ve vatanının yağmalanmasına müsaade etmeyen  kraliçelerini “deli”, “çılgın”, “gaddar”, “acımasız” olarak tanımışlardır maalesef. Bize yıllarca 2.Abdülhamid’i “kızıl sultan” “baykuş” diye tanıtmalarına ne kadar da benziyor. Aynı eller mi acaba?

Kraliçenin 1861’de vefatıyla yerine geçen oğlu 2.Radama ülkenin kapılarını Batılılara sonuna kadar açar ve bu durum 1894’te Fransız işgali ile nihayetlenir. Antananarivo işgal döneminde de başkent olarak kalır ve ismi Tananarive olarak değişir. 1960 yılında bağımsızlığını kazanan Madagaskar’ın da başkenti olarak devam eder ve ismi tekrar Antananarivo  olarak değişir. 

GÜNÜMÜZ

Çok renkli bir şehir olan Antananarivo’nun sakinleri, Madagaskar’da yaşayan 18 ayrı etnik kökene ait  olsa da, çoğunluğu  Merinalardır. Şehir, sakinleri, iklimi ve kültürü ile  Afrika ve Asya kıtalarının  harikulade bir karışımıdır sanki. Bu arada, günümüzde daha çok kırsal kesimlerde yapılsa da, şehirde dolaşırken bir “famadihana” törenine denk gelebilirsiniz. Famadihana, cenaze merasimi olup, ölen kişinin 5-7 yıl sonra mezarından çıkartılarak, ipekten kefenlere sarılıp, müzik ve danslar eşliğinde dolaştırılması ve sonrasında tekrar gömülmesi şeklinde gerçekleşmektedir.  Animist dönemden beri devam eden bu gelenek,  ruhun bedenden ölümün hemen akabinde değil, bir süre sonra ayrıldığı inancı ile yapılmaktadır. Madagaskarlılar ölenlerin, atalarının yanına gidebilmesi için,  bu törenin olmazsa olmaz olduğuna inanmaktadır.

Antananarivo içinden Madagaskar’ın ikinci büyük akarsuyu İkopa Nehri geçmekte, kentin  muhtelif bölgelerinde bulunan küçük bir çok gölle beraber şehre ayrı bir güzellik katmaktadır.

Ülkenin en eski ve en büyük eğitim kurumu Antenanarivo Üniversitesi (1958) şehir merkezindedir. Fransız eğitim kurumları, özellikle orta öğretim düzeyinde başkentte çok yaygındır.

Ülkedeki tek uluslararası havaalanı olan Ivato Airport, Antenanarivo’dadır.

Madagaskar’ın üç sembolünden birisi olan, adaya özgü  hörgüçlü inek “zebu”nun  leziz etinden yemeklerin yapıldığı lokantalardan birisine uğrayıp, zebu eti yemeden dönmeyiniz. Ayrıca sokak lezzetlerini de deneyebilirsiniz. Bu arada Madagaskar’ın diğer iki sembolü ise, meşhur “Boabab Ağacı” ile “lemur” dur.

ZİYARET MEKANLARI

Antananarivo  sokaklarında dolaşırken şehrin yaklaşık 400 yıllık geçmişinden izler görebilirsiniz.

Rova Antananarivo (Kraliyet Sarayı); İmerina Krallığı ve sonrasında da Madagaskar Krallığı’na ev sahipliği yapan saray, şehrin en yüksek tepesi Analamanga’da kurulmuş olup, başkente hakim bir noktadadır. Saray kompleksinde,  kral ve ailesinin konutları, mezarları bulunmaktadır.

Anosy Gölü; 1820’li yıllarda, şehirdeki fabrikalara hidrolik enerji sağlamak için kurulan yapay bir göldür. Şehrin merkezi  olan göl ve çevresi özellikle ekim kasım aylarında çiçek açan jakaranda ağaçları ile görülmeye değer.

Meçhul Asker Anıtı; Fransızlar tarafından1.Dünya Savaşı’nda ölen askerleri için 1927 yılında Anosy Gölü’nün içindeki adacık üzerine yaptırılmıştır.

Digue Pazarı; havaalanına çok yakın pazarda yerel ahşap,  deri hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.

Analakely Pazarı; şehir merkezinde  Krallık döneminden beri her Cuma günü kurulan ve yerel dilde “Cuma” anlamına gelen “zoma”  pazarı kaldırıldıktan sonra, amiyane tabirle onun çakması olarak organize edilen pazarda ne ararsanız bulabilirsiniz.

Fotograf  Müzesi; çok güzel şehir manzarası sunan geniş bir bahçe içindeki müze,  19.yy sonu Antenanarivo’dan  siyah beyaz fotoğrafların sergilendiği  görülmeye değer bir mekan. Tahminimizce Afrika’daki tek  fotoğraf müzesinin Antenanarivo’da olması burayı daha da özel hale getirmektedir.

Sanat ve Arkeoloji Müzesi; Madagaskar’ın çok renkli geçmişi ve kültürüne ait pek çok eseri görebileceğiniz bir müze.

Soarano Tren Garı; 1900’lü yılların başında Fransız sömürge döneminde yapılan gar, 2009 yılında iş merkezi olarak faaliyet göstermeye başlar. Mimari olarak bizim Sirkeci Garı’nı andırmaktadır.

Ambohimanga Sarayı: 2001 yılından beri UNESCO dünya mirası listesinde bulunan ve başkente yaklaşık  25 km uzaklıktaki saray, Merina Krallığı’nın ruhani merkezi imiş. “Mavi Tepe” anlamına gelen saray, tahmini 1700’lü yılların sonlarında yapılmış olup, hala orjinalliğini korumaktadır.

Tsimbaza Hayvanat Bahçesi: Madagaskar’ın dünyanın hiç bir bölgesinde mevcut olmayan hayvanlarını toplu olarak görebilirsiniz.

TÜRKİYE – ANTANANARİVO

Türkiye Antananarivo Büyükelçiliği, 2010 tarihinde faaliyete geçmiştir. Komorlar ve Mauritus’a da akreditedir.  THY, 2015 tarihinden beri İstanbul-Antananarivo tarifeli seferlerini Mauritus aktarmalı  gerçekleştirmektedir

KAYNAKLAR

  1. https://antananarivo.be.mfa.gov.tr/
  2. https://madagaskar.us/travel/antananarivo-2/     
  3. https://malagasya.com/
  4. https://destinationxp.co.uk/antananarivo-madagascar/

Dr. Serhat Onur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir