Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanburî Cemil bey çalıyor eski plakta. / Yahya Kemâl
Okullarımız eğitim sezonunu açtılar. Yeni bir sene yeni bir dönem yeni bir nesil bir sene içinde deveran edecek , küçükler büyüyecek, öğrenecekler öğrendikleri ile bakış açıları değişecek, geleceğe daha umutla sevgiyle bilerek bakacaklar.. Yeni şeyler öğrenecekler. Özellikle insanlar gelişme çağında yeni kokuları hissettikçe , yeni tatları aldıkça, yeni yerler gördükçe , yeni kelimeler öğrendikçe yeni insanlar tanıdıkça zekaları gelişiyor zihinleri berraklaşıyor…Yeni öğrenilen şeyler başarıyı getirir, başarıyla hemhal olanlar öğrenmeyi kendilerine şiar edinirler…
Türkiyemizdeki okullarımızda eğitim dilimiz Türkçedir, yabancı dilde eğitim veren okullarımızın yabancı dil ağırlıklı olması elbette değerlidir.. Ancak Türk çocuğunun ana dili Türkçeyi çok iyi bilmesi yazması -okuması lazımdır.. Ana dili Türkçeyi çok iyi bilen çocuklar başka dilleri de çabuk öğrenirler. Ana dili Türkçeyi iyi bilen çocuklar okuduklarını rahat anlarlar . Ana dilimiz Türkçemiz Millet olmamızı sağlayan en önemli ögemizdir. Beynin ve Ruhun en büyük sembolü dildir..
Konuşmamızı ve yazmamızı belirleyen dilimiz medeniyetimizin temel direğidir…
Bugün dilimizi ve kelimelerimizi yeteri kadar bilmiyor ve konuşamıyorsak aile arasında derdini paylaşamayan insanlar ve derdini anlatamayan insanlar olarak sıkıntılı bir aile hayatıyla karşılaşırız..Ve Derslerini öğrenemeyen anlatamayan çocuklarında eğitim dünyaları sıkıntılarla dolu olur…
“Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan korumalıdır.”Son yıllarda artan bir ivme ile kendi aramızda konuştuğumuz lisan; Türkçeden gayrı her dilden kelimelerle esaret altına alınıyor.. Bu durum bugünümüz ve geleceğimiz için altından kalkılamaz bir kültür emperyalizminin habercisi oluyor.. Aile arasındaki kopukluğun en büyük sebebi; konuştuğumuz dilin çeşitli emperyal baskılarla, filmlerle dizilerle, dijital dünyanın ezici kabullenilmesi ile anlaşmazlıklara kavgalara hatta daha kötü neticelere sebep olmasıdır..
Dilimiz ve edebiyatımız konusunda eserler veren bu uğurda çalışan, fedai can eyleyen kişileri her daim hayırla yad etmemiz gerekir.. Bu isimlerden dil ve lügat konusunda emek verip hazırlayan, eserler vücuda getiren veya kıymetli eserleri muhafaza ile bugünlere ulaşmasını sağlayan kütüphaneler kuran münevverlerimizden bazısını burada hatırlatmalıyım. İsmail Bey Gaspıralı’yı, Şemseddin Samiyi, İlhan Ayverdi’yi, D.Mehmet Doğan’ı, Pars Tuglacı’yı, Mehmet Kanar’ı, Ali Emiri efendi’yi, Ferit Develioğlu’nu, Dilimiz konusunda ömürlerini harcayan Türkçemizin jandarmalığını yapan büyüklerimiz Nejat Muallimoğlu’nu, Hüseyin Movit’i, hayırla anıyorum hayatta olanlara sağlık uzun ömür kaybettiklerimize rahmet diliyorum.
Türkçemizi en iyi konuşanlar konusunda spiker veya sanatçı bazı isimleri burada zikretmeliyim; Bir dönem Türk dili konusunda duayen bir ismimiz Hakkı Devrim ile röportaj için konuşurken Türkçemizi en iyi konuşan kişi kimdir diye sorduğumda :” Tereddütsüz Başbakanımız ( o dönem Başbakandı)Recep Tayyip Erdoğan “demişti.. Belki fikri bakımdan aynı düşüncede olmayabilirim ama yiğidin hakkını vermek gerekir, adam konuşurken kelime ağızdan çıkmadan yön değiştiren bir kabiliyeti var , siyasi başarıdaki en büyük etkende Türkçemizi iyi konuşup telaffuz etmesindendir.. demişti.. Güzel Türkçemizi iyi konuşan telaffuzu çok düzgün diğer hatırladıklarımı da kayda geçmesi için yazmalıyım. Zeki Müren, Kani Karaca, Tarık Gürcan (TRT 1950 lerde Radyo Spikeri yassı ada da yargılanmıştı), Halit Kıvanç, Orhan Boran, Bülent Özveren, Mesut Mertcan, Altan Varol, Ayşe Egesoy, Aytaç Kardüs, Haluk Bilginer, Jülide Gülizar, Altan Varol, Yavuz Bülent Bakiler, Şener Mete, Harun Yöndem,…Ve daha çok sayıda Türk dilimizi çok iyi konuşan spikerlerimiz , siyasetçilerimiz ve sanatçılarımız vardır .Vefat edenlere rahmet yaşayanlara uzun ömür dilerim.
Türk dilini güzel konuşmak için veya yazmak için hevesli olan herkesin çalışınca ve çok okuyunca bu işi zamanla becerebildiğinizi görebilirsiniz. Öğretmenlerimizin yeni nesilleri bu konuda çalıştırmalarını beklerim…Dilimizi çok iyi bilmeli ve konuşmalıyız…
Yeni bir sayımızla daha huzurunuzdayız, kravatımız bağlı saçımız taralı…
Hz. Mevlana der ki: “Unutmayın! Dünyada yaşamıyorsunuz. Dünyadan geçiyorsunuz.”
Hoş bulduk efendim, Hoşça bakın zâtınıza…
Mehmet Kâmil Berse | Genel Yayın Yönetmeni