Kamusal Sanat

Kapalı alanda olduğu kadar, açık havada da kamusal sanat ve etkinlik oldukça önemlidir.

Yakın bir tarihte yolum, Anadolu şehirlerimizden birindeki devlet hastanesine düştü. Beş katlı hastane yatay bir mimariye sahipti ve püfür püfür esen bir tepenin yamacındaydı. Bordoya boyanmış duvarları doğa ananın yeşili, gök kubbenin mavisiyle çevrelenmişti. Sabah saatlerinin yüksek oksijeni tüm katlara hayat verirken, göz kliniğinin banko görevlisinin gülümsemesi, ikinci kat koridorunun havasını  iyiden iyiye değiştirmekteydi.

Kamusal sanatın örneklerinden birini göreceğimden habersiz, işlemlerimi yaptırdım. Ünitenin göz ölçüm bölümüne ilerlerken koridor boyunca, rengârenk görsellerle karşılaşmak oldukça sıra dışıydı. Koridor boyunca bir hikâyenin sahneleri icra ediliyor gibiydi. Çiçekler, kelebekler, posta kutuları, insan ve hayvan figürleri kuşatmıştı her yanı. Dayanamayıp sordum; “bu görseller nedir, kim yaptı?” diye. “Ayşe Hemşire yaptı.” dediler.

Türk filmlerinde, araba çarpması sonucu kör olup da, bir tokatla görmeye başlayan kahramanın “İlk gördüğü ben olayım.” diyen sevdiceğinin, hastaya hemşirelik yapmasını hatırladım o an. Ayşe Hemşire de hastaların gözleri dünyayı görür olduğunda, ilk olarak renkleri görsün istemiş olabilirdi. Ya da; “hayat ne kadar da renkliymiş!” desinler diye düşünmüş olabilirdi.

Tedavi olup da hastaneden ayrılanlar için, ne kadar renkli ve sanatsal bir başlangıcın mesajıydı bu duvarlar. Aynı zamanda,  kamusal alanda sanatın öneminin altını çizen,az rastlanan bir örnekti.

Her ne kadar; “kamusal sanat” ın tanımı, sanatsal değeri yüksek, görkemli eserleri, sanat galerileri dışında, sokakta görmek olarak tanımlansa da kanımca Ayşe Hemşire ’nin el emeği de kamusal sanat kategorisinde değerlendirilmeye layıktır. İlave olarak, Ayşe Hemşire‘nin sanatı, izleyicisi ile etkileşime geçerken bir anlamda, onlara  şifa dağıtmaktadır.

Şehirlerde Kamusal Sanat

Kapalı alanda olduğu kadar, açık havada da kamusal sanat ve etkinlik oldukça önemlidir. Çeşitli konularda “merkez” olmayı hedefleyen kentsel politikalar, nüfusu kentsel alanlarda yoğunlaşmaya yöneltirken, kentlerin ve paydaşlarının sanat etkinliklerine olan ilgisini artırmaktadır. Bu etkinlikler, kentlere, ulusal alanda olduğu kadar, uluslararası alanda da statü kazandırmaktadır.

Kentsel gelişimin hız kazanmasıyla birlikte, bireylerin ortak kullanım, paylaşım ve etkileşim alanları olan kamusal alanlar, sanatın toplumla buluşmasına olanak sunmaktadır.

Kamusal alandaki sanat eserleri, “üreticisi” olan sanatçıdan çıkarak, doğrudan “tüketicisi” olan topluma ulaşır. Toplumsal etkinin yanında bireyler üzerindeki etkisi ve oynadığı rol bakımından önemlidir. Kamusal alandaki sanatın, toplumun fotoğrafını çektiği, sosyo-kültürel yapısını sergilediği bir anlamda kimliğini tanımladığı da söylenebilir.Kamusal alanda kitlelerle buluşan sanat, sergilendiği kentin dokusuna olumlu etkiler yaparken, sosyal ilişkilerin yapısının iyileşmesinde de etken olmaktadır. Aynı zamanda kamusal diyaloğu ve farkındalığı arttırırken demokratik bir paylaşım alanı oluşturmaktadır. İstenildiği anda ve ücretsiz görebilmenin mümkün olduğu, kamusal sanatta ilginç örnekler sergilenmektedir. Hatta dünya çapında oluşturulan listelerle “en iyiler” sıralamasına konu edilmektedir.

Kamusal sanat mevzu bahis olduğunda, ilk akla gelen örneklerden biri, kuşkusuz Özgürlük Anıtı ‘dır. Amerika ‘nın görsel hafızadaki ikinci imgesi, yine bir kamusal sanat örneği olan, Güney Dakota ‘da Rushmore Dağı ‘na oyulmuş ABD devlet başkanlarından Washington, Jefferson, Lincoln ve Roosevelt ‘in portre heykelleridir.

 İngiltere denildiğindeyse; “Angel of the North – Kuzeyin Meleği” heykeli akla gelir. İki yana uzanmış melek şeklinde kanatlarındaki çizgiler ona gofret görünümü verse de; Antony Gormley’in çağdaş heykelinin 20 m * 54 m ölçüleriyle oldukça büyüktür.

Kamusal alandaki kamusal sanat temsilcilerine çok sayıda örnek verilebilir. Yazımızın giriş bölümünde amatör bir örneğinden sözü edilen duvarlardaki kamusal sanatın örneklerinden birkaçından bahsedeceğiz.

İlk çağlarda mağara duvarlarına çizimler yapılan süreçten bu güne evrilen haliyle modern şehirlerin birçoğunun sokakları, topluma ait olmuştur.

Örneğin Berlin Duvarı Eylül 1989 ‘da yıkılmış olsa da, Berlinliler çok sayıda resim ve grafiti ile duvar yüzeyini doldurmuşlardır. Berlin duvarının 1,3 km‘sini kaplayan “East Side Gallery Doğu Yakası Galerisi”, ‘eski rejimden bugüne kalanlar’ olarak değerlendirilen kamusal sanat örneklerinden biridir.

Kimliğini gizleyen,gizemli sanatçı Banksy’ın kamusal alan çalışmalarına yani, “Banksy Şablonları” na dünyanın her yerinde rastlamak mümkündür.  İlginç şablonlarıyla, sokak sanatının öncülerinden kabul edilen sanatçının eserleri, birçok ürüne de ilham vermektedir. Takıdan halıya, seramikten oyuncağa çeşitli ürünlerde onun eserlerini görmek mümkündür.

San Fransisko ‘daki dünyaca ünlü “Duvar Resimleri”, çok sayıda binanın duvarlarını süslemektedir. Özgür ruhlu kültürün, duvar resimlerine yansıdığı görsellerde, insan hakları, futbol, sinema gibi konuları içeren görüntüler, tıpkı Banksy gibi kamusal sanatın önemli örneklerindendir.

Sonuç:  “Kamusal alanda sanat yapma pratiği Batı’da 20. yüzyılın başında ortaya çıkmasına rağmen, Türkiye’de ancak 1990’lı yılların sonlarında ortaya çıkmıştır.” (Selvi, 2017)Sokağa inen sanat, etrafını güzelleştirirken bulunduğu ortama estetik değer kazandırmaktadır. Sanatın, toplumla temas kurması, toplumda farklı bakış açılarının gelişmesine zemin hazırlamaktadır.

Kültür belleği oluşumunun, kentin, cadde, sokak ve meydanlarından başladığı dikkate alınırsa, kamusal sanatın ,sanata mesafeli olan toplumlar açısından, sanat-toplum bütünleşmesi için uygun şartları geliştirdiği söylenebilir.

Galerilerden ve kapalı mekânlardan açık havaya çıkan sanat, görünmeyeni görünür hale getirirken toplumun yaşadığı çevrenin farkına varmasını sağlamaktadır. Kent kültürü bilincine katkı sunan kamusal sanat çevreye karşı duyarlılığını arttırılması hususuna katkı sunmaktadır.                             

Necla Dursun

KAYNAKÇA: Selvi,Y.(2027).Sanatın öteki ‘ne açılması  ya da kamusal alanda sanat.İdil,36.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir