Şehir ve Kültür Dergisi için seyahat rotamı dünya kültürünü içinde barındıran Londra üzerine çizdim. İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan kalkış ve varış arası saat farkından kaynaklı beş saatlik uçuş, iyi bir okuma süresiyle geçti. Otuz dereceden on iki dereceye düşen sıcaklık dolayısıyla hava değişimini yoğun olarak hissediyorsunuz.
Uçakta, bulutların arasında seyahat ederken kendi küçüklüğümüzü, kâinatın büyüklüğünü fark ediyoruz. Biraz da acizliğimizi. Değişen zaman ve mekân ile bedenimiz ve ruhumuz bu değişikliği ilkin tam olarak algılayamıyor, ara ara rahatsızlığa varan bir tedirginlikle varacağımız yere odaklanıyoruz. Bulutlu uçuşa ilk kez denk geldiğim için hayal ötesiydi, cam kenarı manzaram buluttandı, çok şanslıydım. Ama, arada yüreği ağza getiren bir iki türbülans tedirginliğe sebep oldu. Seyahatimizin başlangıç ve bitiş noktası olan Stansted Havaalanı idi, şehir merkezine 48 km uzaklıktaki bu havaalanı şehrin kuzeydoğusunda yer almaktadır.
Ulaşım rotamızı Londra Stansted Havaalanı sonrasında, Londra Tren Garı Tottenham ile Londra Metrosu Victoria Hattı Tottenham’dan geçerek Seven Sisters ve Tottenham Hale’e uğrayarak Tottenham’ı doğrudan Walthamstow, West End ve Brixton’a bağlayan hattı kullanacaktık. Stansted Ekspres servisleri, bölgeyi Stansted Havaalanı’na bağlayan Tottenham Hale’e de uğruyor. Havalaanı çıkışı trenin içine resmen direkt indik. Ulaşımımızın varış noktası Victoria’daki konaklayacağımız yer. Tottenham Hale İstasyonu, Victoria hattı üzerindedir. İlk olarak Stansted Mountfitchet köyünü ve Essex’i görüyorsunuz. Şehir ve Kültür Dergisi için bu ve sonraki yazı dizimi belirleyen de bu oldu. Gezimdeki seyahat rotamın izleklerinde baştan sona gezip gördüğüm sıralamaya göre aktarım sağlayarak size Londra’yı kendi gözümden aktarmaya çalışacağım.
Londra Stansted Havalimanı, İngiltere’ye hizmet veren uluslararası bir havalimanıdır. Essex yakınındadır. Londra merkezine 48 kilometre kuzeydoğusunda yeralmaktadır. London Stansted, Avrupa, Asya ve Afrika’da yüz altmıştan fazla noktaya hizmet vermektedir. Bu, havayolu tarafından hizmet verilen yüzden fazla varış noktasıyla düşük maliyetli havayolu Ryanair için en büyük üs olmayı içermektedir. 2022 itibariyle, Birleşik Krallık’ta Heathrow, Gatwick ve Manchester’dan sonra en yoğun dördüncü havalimanıdır. Covid19 Salgını sırasında ülkede ikinci sırada yer aldı. Stansted’in pisti, Harrods Aviation, Titan Airways gibi özel şirketler tarafından da kullanılmaktadır. Özel uçuşları, charter uçuşlarını ve devlet ziyaretlerini gerçekleştirebilen özel yer hizmet sağlayıcıları olan XJet terminalleri mevcuttur. 1940’ların sonunda sivil kullanıma dönüştürülen Stansted, charter havayolları tarafından kullanılıyormuş. 1966’da İngiliz Havalimanları Kurumu’nun kontrolüne girer. Stansted şimdi Manchester Airports Group’a aittir.
Havalimanı Stansted, Mountfitchet köyünün yakınında yer almaktadır. Uçağın inişi sırasında ilk gördüğünüz bu yemyeşil doğanın arasına saklanmış malikanelerden oluşan şirin yerleşim yeridir. Bu yapıların çatılara kuş bakışı bakmak doyumsuzdu. Köyün mera açıklarında aynı sırada dizili inekler de bu manzaraya serpiştirilmiş, bir film kesiti gibi görünmektedir. Onları sıralı bir şekilde otlarken görmek; Öküz, anlmına gelen Ox sözcüğünü aklınıza getirecek. Sonra ağıla gökten bakınca anlamı ağıl olan Oxsford’a havadan bakmak için gözleriniz manzaranın her detayında kaybolacak.
Havalimanı bir ana yolcu terminaline sahiptir. Üç yolcu uydusunun çıkış kapıları vardır; biri ana terminale bir hava köprüsüyle ve diğer ikisi Stansted Havaalanı Transit Sistemi insan taşıma aracıyla bağlanır. Biz hava köprüsüyle bağlandık.
Havaalanı, Foster and Partners tarafından, yapı mühendisi Peter Rice’ın katkısıyla tasarlanır ve ters piramit çatı makaslarından oluşan bir uzay çerçevesiyle desteklenen ve ilginç olan yüzen bir çatıya sahip ve uçmakta olan stilize bir kuğu izlenimi veriyor. Havadan mutlaka görün isterim. Her bir kafes yapının tabanı, dolaylı üstten aydınlatma sağlayan ve klima, su, telekomünikasyon, elektrik prizlerinin yeri olan bir yardımcı sütun mevcuttur. Havaalanının yerleşim planı başlangıçta, yolcuların kısa süreli otoparka gelmeleri, check-in salonundan geçmeleri ve güvenlikten geçip giden yolcu kapılarına gitmeleri için aynı seviyede engelsiz bir akış sağlamak üzere tasarlandığı için turist dönemi olması itibariyle akış olağan hızıyla gerçekleşti.
1997’den 2007’ye kadar Stansted, düşük maliyetli hava yolculuğundaki patlamanın ardından yolcu sayılarında hızlı bir artış yaşanmış. Tarihinde Stansted Mountchet Havaalanı İkinci Dünya Savaşı sırasında Kraliyet Hava Kuvvetleri ve Birleşik Devletler ordusu Hava Kuvvetleri tarafından Raf Stansted Mountfitchet olarak bir bombardıman hava alanı ve büyük bir bakım deposu olarak kullanılır. Resmi adı Stansted Mountfitchet olmasına rağmen, üs hem yazılı hem de sözlü olarak sadece Stansted olarak bilinmektedir.
Taşlı Yer Stansted Mountfitchet, Malikâneleri
Stansted Mountfitchet, Londra’nın elli altı kilometre kuzeyinde, Hertfordshire sınırına yakın, Essex, Uttlesford bölgesinde bir köydür. Bizim neredeyse direkt olarak uçaktan indikten hemen sonra köyü gezmek için bindiğimiz Stansted Mountfitchet tren istasyonu köye hizmet veriyor.
Stansted Mountfitchet, kuzeybatı Essex’te Hertfordshire sınırı yakınında ve Bishop’s Stortford’un beş kilometre kuzeyinde yer almaktadır. Stensted Havaalanı köyden üç kilometre uzaklıktadır. Köyde üç ilkokul Bentfield İlköğretim Okulu, St Mary’s C of E İlköğretim Okulu ve Magna Carta İlköğretim Akademisi ve Eylül 2013’te Forset Hall Okulu olarak yeniden adlandırılan bir lise bulunmaktadır.
Stansted, Norman Fethinden önceye dayanan bir Sakson yerleşimiydi. Adı Anglo-Sakson dilinde ‘taşlı yer’ anlamına gelmektedir. Tek taşlı yeri malikâneleri. Kıyamet Kitabı olan 1086 Domesday Kitabında Stansted, eski yüz Uttlesford’daymış. Güçlü Robert Gernon de Montfichet Calvados, Normandiya’daki Montfiquet’den tarafından kontrol edilen birçok köy ve malikâneden biriydi. Büyük oğlu William de Montfichet idi. Etrafında erken bir Norman kalesinin yeniden inşasının yapıldığı kalesini küçük bir kalıntısı kalır. Demir Çağı’nda ve daha sonra Romalılar ve Vikingler tarafından güçlendirildiğine inanılan Norman kalesinin inşasına 1066 yılında başlandı. Lord Mountfichet ayrıca Londra’daki Montfichet Kulesi’nin 11. yüzyılda inşa eden mimarı olarak kabul edilmektedir. 1120’lerde inşa edilen St Mary the Virgin Kilisesi, Churches Conservation Trust’ın himayesinde gereksiz bir kilisedir. Tuğla batı kulesi 1692’de eklenir. 1889’da köyün merkezine yakın bir yere Evangelist Aziz John’a adanmış bir kolaylık şapeli inşa edilmiş. Şimdi köy kilisesi. Stansted Hall, 1871’de William Fuller Maitland tarafından yapılmıştır. Kuşbakışı uçaktan bakıldığında malikânelerle donanmış bu köy masalsı bir rüyanın içene dalmış hissi doğurmakta.
Diğer köy cazibe merkezleri arasında, sahiplerinin “Dünyanın en büyük oyuncak müzesi” olduğunu iddia ettiği House on the Hill Oyuncak Müzesi bu köyde bulunmaktadır. Mountfitchet Kalesi ve 1066’daki Norman Köyü’nün yanında yer alan her iki cazibe merkezi de Alan Goldsmith’e aitmiş. Müze 1991’de açılmış. 1950’lerden 1990’lara kadar 80.000’den fazla oyuncağı barındırmaktadır. Tam anlamıyla masal diyarı. Köyde 1787 yılında inşa edilmiş çalışan bir yeldeğirmeni var ki; ayda bir kerecik halka açıkmış. Dünya Savaşı sırasında ABD Hava Kuvvetleri köyün yakınında bir hava sahası inşa etmiş. Savaş bittikten sonra hükümet tarafından devralınır ve ticari bir havaalanı olarak geliştirilir. Bugün, bu Londra Stansted Havaalanı’na M11 otoyolunun 8. Kavşağından, Bishop’s Stortford yakınından karayoluyla ve Londra Liverpool Caddesi’nden doğrudan trenle ulaşılabilinmektedir.
Mart 2013’te Stansted Mountfitchet, İngiltere’nin en internet dostu dördüncü şehri seçilmiş. Google eTown Ödülleri, işletmelerin web’i en aktif şekilde benimsediği en iyi yerleri belirliyor ve Stansted’in yüksek sıralaması, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için artan internet kullanımını yansıtmaktadır. Sonuçlar Stansted’i Richmond’un ardından dördüncü sıraya, üçüncü sıraya Edinburgh’u ikinci sıraya Stratford on Avon’un ardından birinci sıraya koymuş.
Yüz Cemaat / Oyuncu James Frain, bu köyün çocuğu olarak Stansted Mountfitchet’te büyümüş. Bu köyün halkı olan Yüz Cemaat, kavram ilçe ve bölge yetkililerinin onayına sahip olsa da Doğu İngiltere’nin resmi bir tanıma veya statüye sahip olmayan bir bölgesidir. Bölge, 100’den fazla idari mahalleden oluşmaktadır. Dolayısıyla adı altı binden kayıtlı bina ve birçok koruma alanı köy yeşillikleri, eski çitler, korunan özellikler ve küçük kırsal tarihi bir model içerir. Yerleşim birimleri birbirine çok yakındır.Bu bölgeyi özel miras özellikleriyle tanıma fikri ilk olarak yerel tarihçi ve yazar David Heathcote tarafından tasarlanır. Essex şubesinin öncülüğünü yaptığı, yerel tarihçiler, korumacılar ve bir yerel otorite temsilcisinden oluşan bir yönlendirme grubu fikri geliştirdi ve bir sınır belirlenir. İsim, tanımlanan alanın yüzden fazla idari mahalleyi kapsadığı gerçeğine yanıt olarak ortaya çıkar. Yüz Cemaat adı, 2012’de tüm yerel makamların ve diğer birçok yerel kuruluşun davet edildiği bir anayasa konferansında onaylanır. Yaklaşık yirmi rota tren istasyonlarında başlar ve biter. Yüz Cemaati Dernek üyeliği hane halklarına ve kuruluşlara açıktır ve sayıları giderek artan mahalle konseylerini içermektedir. Dernek, 2018’de bölgeyi tanıtan kitap The Hundred Parishes: An Introduction ismiyle yayınlanır. Bu ciltli kitap 432 sayfadan oluşuyor ve bine yakın fotoğraf içermektedir. Metin ve fotoğraflar, bölgenin tarihine ve kapsamlı mirasına odaklanmaktadır. Kitabın baskısı yok, ancak kopyaları kütüphanelerden temin edilebiliyor..Yeşil coğrafyasıyla Yüz Cemaat, bölgesinin kuzeybatısındaki tebeşir tepelerinde en yüksek noktasındadır. Büyük nehirler yok, ancak birçok küçük nehir, bölgeye çekici, yumuşak manzarasını romantik veren vadiler boyunca takip eder.
Batıda, Rib, Ash ve Stort nehirleri, Yüz Cemaati’nden güneye akarak Lea ve ardından Thames ile buluşuyorlar. Doğuda Chelmer ve Pant, Yüz Mahalleden Karasu’ya ve ardından Kuzey Denizi’ne akıyor. Cam, Yüz Cemaati’n kuzey yarısının ortasından kuzeye doğru akar ve Cambridge ve Kuzey Denizi’ne giden Yüz Cemaat’ten ayrılmadan önce Granta ve Rhee’yi toplar. Ve güneyde, Yüz Mahalle’deki birkaç köye adını veren Roding, Barking Creek’te Thames ile buluşmak için güneye akıyor…Özellikler ve ilgi çekici yerleri düşünürsek eğer bölgenin bireysel cemaatlerinin çoğu, 1086 Domesday Kitabında geçmektedir. Daha önceki yerleşim yerlerine dair önemli kanıtlar vardır. Demir Çağı ve Tunç Çağı’na ait kalıntılar birçok yerde bulunmuştur. Stane Caddesi ve Ermine Caddesi dâhil olmak üzere Roma yolları ve Yüz Cemaati’nden geçmektedir. Roma yollarından önceye tarihlenebilen eski bir uzun mesafe yolu olan Icknield Yolu, bölgenin kuzey kısmından batıdan doğuya doğru uzanmaktadır. Saffron Walden, bölgenin en büyük yerleşim yeridir. On ikinci yüzyıldan beri bir pazar kasabasıymış. Üç pazar kasabası daha var: Buntingford, Great Dunmow ve Thaxted. Bölgedeki köylerin çoğunda tarihi bir kilise, bir bar ve bir köy yeşilliği vardır ve çoğu bir sonraki yerleşim yerine yürüme mesafesindedir.Bireysel ziyaretçi cazibe merkezleri arasında şu anda İngiliz Mirası tarafından korunan bir Jakoben malikânesi olan Audley End House ve şu anda National Trust’ın himayesinde olan bir orta çağ kraliyet av ormanı olan Hatfield Ormanı bulunmaktadır. Bölgede birkaç küçük müze ve galeri de bulunmaktadır.
Mimarisi ile Yüz Cemaat, altı binden fazla tescilli binaya sahip. Bütün olarak İngiltere’nin nüfusa ortalama listelenme oranının yaklaşık beş katı. Bunun yüz altısı, altmış kilise dâhil olmak üzere I. Derecedir. Tipik mimari özellikler arasında ahşap çerçeveli binalar, çakmaktaşı özellikle kiliseler için, sazdan çatılar, badana veya dış duvarlarda parke bulunmaktadır.
Kültürel bir ziyaret gerçekleştirmek, ancak ve ancak hem okuyarak gezmek hem de yazarak gezmekle gerçekleşmekte. Kültürel miras Yüz Cemaat, diğerlerinin yanı sıra burada evi olan; gezerken tekrar okuduğum HG Wells’in Zaman Makinesi’nde belirttiği gibi: “Bizden umduğu kadarına aklı yatacak.”tı. Benim umduğum kadarından fazlasını burada yaşayan evlerin diğer sakinlerinden olan okuduğum yazarlar arasında: Gustav Holst, Henry Moore, Eric Ravilious ve Edward Bawden gibi Great Bardfield sanatçılarının evi olduğu 20. yüzyıldan kalma çok güçlü bir kültürel miras aktarımına sahiptir. Burada sadece Henry Moore’un Perry Green’deki evi ve stüdyosu halka açıktır. Sanatçılar özellikle Saffron Walden’daki Fry Art Gallery’de kutlanmaktadır ve Thaxed her yıl klasik müzik ve Morris dansı festivallerine ev sahipliği yapmaktadır. Malikânelerin mekânı bu köy, ziyaretçisinin umduğu kadarına aklı yatacaktır.Kaynakça Sara Calian, Londra, National Geographıc / Edward Rutherfurd, Londra, 2013, Artemis Yayınları / David Long, Kısa Londra Tarihi Dünya Kentleri, Say Yayınları, 2021
Ülker GÜNDOĞDU