Hint Okyanusu-Lamu Adasında Çağa Meydan Okuyan Kutlu Kerpiç Ev

Eski kentin kalbinde yer alan 200 yılı aşan bir tarihe sahip Lamu Kalesi ile birlikte Seyyid Habib Salih’in evi adanın en önemli ziyaretçi ağırlayan iki mekanıdır.

Hint Okyanusunda Lamu adında bir adada, asırlık bir çamur ev, her yıl binlerce insanı kendine çekiyor.

Afrika’da İslam dininin yayılmasını sağlayan Lamu’nun kutsal çayırları denen ilim havzasını kuran ve orada yüzlerce ilim adamı ve tebliğci yetiştiren Yemen ülkesinin Hadramut bölgesinden  gelen bir kutlu kalp Seyyid Habib Salih‘in evi, işte bu kerpiç ev.

120 yılı aşkın varlığını sürdüren bu mütevazi kerpiç ev; yıllık ortalama 10 binden fazla ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Buraya gelen ziyaretçiler, Seyyid Habib Salih’in  mütevazi yaşamına tanık olmak, dünyanın ve onun zenginliklerinin aslında hiçbir şey ifade etmediğini idrak etme fırsatına sahip oluyorlar.

Yaklaşık 7-8 yıl  önce Seyyid Habib Salih’in başlattığı bir Mevlid geleneğini izlemek,oradaki sufi geleneği gözlemlemek, bizim topraklarımızdaki Mevlid geleneğinden farklı yerel bir Mevlid yorumunu görmek üzere, Lamu Adası’nı ziyaret etmiştim.Kenyalı değerli dostum Hanif bey’in misafiri olarak uzun bir yolculuğun sonunda ulaştığımız adada, bizi bekleyen muhteşem bir hikaye ile buluşma şansımız oldu. Yemen Hadramevt’tan çıkıp Komor Adaları’na, oradan da Lamu Adası’na gelen kırmızı sancaklı kutlu yolcunun hikayesiyle buluşmak, onun yaşamına dair izler bulmak, kurduğu mescidi, kırmızı çamurdan mütevazi evini ve onun  yerli halkını hidayet yoluna dönüştürme öykülerini dinlemek hayatıma yeni anlamlar kazandırmış oldu.

Lamu takım adaları, yüzyıllar öncesine dayanan çeşitli tarihi yapılara sahip olup bu evlerin ahşap oyma sanatını nadide parçaları olan kapıları muhteşemdir. Bu bağlamda iyi korunmuş eşsiz bir kültürel mirasa sahip olduğunu söyleyebilirim.Ayrıca sokakların tarihi derinliklerinde gezinirken bir esnafın ikram ettiği zencefilli çayı hiçbir zaman unutmam mümkün değil…

Eski kentin kalbinde yeralan 200 yılı aşan bir tarihe sahip Lamu Kalesi ile birlikte Seyyid Habib Salih’in evi, adanın en fazla ziyaretçi ağırlayan iki mekanıdır.Lamu Adası’nın en yüksek noktasında  Şeyh Habib Salih’in kurduğu özgün Afrika mimarisinin özelliklerini taşıyan  Riyadha Mescidi bulunmaktadır. Mescidin  kapısı, etrafı evlerle çevrilmiş  genişçe toprak bir meydana açılmaktadır.Şeyh Habib Salih’in oluklu sac çatısı ve kırmızı çamurla sıvanmış kerpiç evi de burada bulunmaktadır.120 yılı aşkın bir geçmişi ile sufilerin nazargahı olmuştur. Evin içine girdiğimde, adeta sahabe dönemindeki ashabın hücrelerinden birinde hissettim kendimi. Bir sandık içinde Kuranı Kerim sayfaları ve birkaç kitap,bir yatak,aynı zamanda bitkisel hekim olan Seyyid’in çeşitli hastalıklarda kullandığı bitkisel ilaç şişeleri ve malzemeleri. Köşede bir basit sırık, ucuna takılmış el işi bir kırmızı sancak …Sancağı açıp baktığımda çok duygulandım. Oldukça eski, el dokuması olduğunu düşündüğüm kırmızı bir kumaş üzerine, beyaz bezle el dikişi ile “Ceyşü’l Ali” yazısını gördüm,dokundum. Sanki o zamana, bir yolculuk yaptım, adeta zamandan soyutlanıp ruhum o kutlu günlere kadar uzandı…

Evin arka bahçesinde,bir avlu, orada Şeyh’in Kur’an öğrettiği talebelerle vakit geçirdiği bir alan mevcut. Lakin bu önemli miras, bir anlamda anıt yapı olan ev ve içindeki o kutlu kişinin eşyaları, böyle bir durumda olmamalı, çok daha güzel şartlarda korunmalı diye hayıflanmadan edemedim.

Bir zamanlar Doğu ve Orta Afrika’nın en saygın İslam alimlerinden birine ait olan bu ev, 1935’te 83 yaşında vefatına kadar burada yaşayan “Salih bin Alevi Cemal el Leyl” olarak ta bilinen Seyyid Habib Salih tarafından yapılmıştır.Aslen ailesi Yemen Hadramevt’li olan, 1852 Singani doğumlu ikonik bir birey olan Seyyid Habib Salih, dine, ilme ve alimlere çok değer verilen bir aile ortamında yetişmiş.

İlk Kuran eğitimini babasından aldı. Babası onu sürekli ilme teşvik etti.Genç yaşta ünlü Zanzibarlı alim Seyyid Ebubekir bin Ahmed bin Samed, Komor’lu büyük alim Seyyid Muhammed bin Abdullah’dan eğitimler aldı.

Seyyid Habib Salih ,1870 yılında amcası Seyyid Ali bin Abdullah Vahid’i ziyaret etmek ve bacaklarını etkileyen bir hastalık için bitkilerden şifa aramak maksadıyla, 18 yaşında Lamu adasına geldi. Lamu’da iken  amcası başta olmak üzere Ada’nın en önemli ilim adamlarının yanında bulundu, onlardan eğitimler alarak kendini geliştirdi, genç yaşta saygınlığa erişen ve öğrenciler tarafından tercih edilen  önemli bir ilim adamı oldu.

O’nun bu kutlu yolculuğu süresince ikamet ettiği, kırmızı çamurla sıvanmış kerpiç evde; bir İslam aliminin kurduğu kurumlar ve geleneklerle yaşayan, dindar bir sufi adamın sade mütevazi yaşamına tanıklık ediyoruz. Kurduğu mescid Riyadha’yı, bölgede İslam’ın yayılmasındaki rolü nedeniyle tarihi bir dönüm noktası olarak selamlamak gerekir diye düşünüyorum.Çünkü bir medrese olarak ilim çalışmalarına başlayan bu cami, bugün Svahili dünyasındaki en itibarlı, en etkili İslami eğitim merkezlerinden biri olmuştur ve insanlar  artık burayı “Küçük Mekke “diye adlandırmaktadır. Bugün 12×9 m. boyutlarındaki harap haliyle de olsa, Seyyid Habib Salih Evi önemli bir miras olarak özelliğini  korumakta ve  biz gönül dostlarının bilimsel olarak koruma çalışmalarını beklemektedir.

Her yıl Lamu Adası’nda gerçekleştirilen Seyyid’in başlattığı geleneği sürdüren ve kutlu  Peygamber’i anmak için yapılan mevlid merasimlerine katılan  on binler burayı ziyaret ediyor.

Bu ev bugün, modern zamanlarda bir çok kişiye ilham vermeye devam ediyor.Lamu’da kutlanan bütün dini törenlerde mutlaka mütevazi ev ve onun mübarek makberesi, büyük bir hürmetle ziyaret ediliyor.Evi ziyaret ettiğinizde farklı bir manevi yolculuğa çıkıyorsunuz.Bu mekanda, çamurla sıvalı duvarlara sinmiş Kuran tilavetlerini duyabilir, duvarlardaki parmak izlerini hissedebilirsiniz.

2018 yılında Seyyid Habib Salih’in Evi ve Riyadha Camii,  Kenya Ulusal Müzeler ve Miras Yasası kapsamında Ulusal Anıt ilan edilmiş.  Ancak, müze bağlamında bir koruma kapsamına alındığına dair bir bilgim yok henüz.

Seyyid Habib Salih’in  Evi’nin ve sahip olduğu eşyaların korunmaya alınarak bir müzeye dönüştürülmesi  konusunda gönüllü olarak çalışmaya hazır olduğumu belirtmek istiyorum. Sevgili dostum Hanif Bey ‘in  konu ile ilgilendiğini biliyorum. Umuyorum; kısa sürede bu güzel mekan, kutlu kalbin sahibine yakışır bir çalışma ile müzeye dönüştürülür, önümüzdeki yıl tekrar mevlide katılmak ve ziyaret etmek için bir fırsat doğar, bunun için dua ediyorum…

Salih Doğan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir