Marmara Kıraathanesi’nde Marmaratörler
Beyazıt’taki bir bakıma Küllük’ün devamı olarak değerlendirilebilecek, Marmara Kıraathanesi de İstanbul’un çok önemli edebî mahfillerinden biri olmuştur. Hakkında güzel bir kitap çalışması da yapılan ve müdavimleri arasında hâlâ hayatta bulunanlarından bazılarını da tanıma imkânı bulduğumuz bu mahfilin en iyi nakledicilerinden biri de rahmetli yazarımız Mehmet Niyazi Özdemir’di. O, oraya gelip gidenleri canlı birer portre olarak da kendisinden sonraki nesillere de aktarmıştır. Oranın müdavimleri arasında sosyolog Prof. Dr. Erol Güngör’le, tarihçi Ziya Nur Aksun da vardır. Bu mahfile devam edenlere kısaca “Marmaratörler” adı verilmiştir. Çok ciddi konuların yanında günlük mevzuların da konuşulup tartışıldığı Marmara Kıraathanesi’nden de maalesef hiç bir iz kalmamıştır.
Çemberlitaş’ta Kubbealtı
İstanbul’a geldiğim ilk yıllarda arasıra gittiğim; Fetih Cemiyeti, Kubbealtı Cemiyeti ve Yahya Kemâl Müzesi’nin de içinde bulunduğu Beyazıt, Çarşıkapı’daki Karamustafapaşa Medresesi de önemli kültür-sanat-edebiyat mahfillerindendi. Daha sonraları oradaki toplantılar Kubbealtı Cemiyeti/Vakfı’nın Çemberlitaş’taki Köprülü Medresesi’ne taşınmasıyla birlikte yer değiştirmiş oldu. Yıllardır çıkarmakta oldukları Kubbealtı Akademi Mecmuası ve yapmakta oldukları ciddi kültür yayıncılığının yanısıra bünyesindeki çeşitli kurslar ve sohbet toplantılarıyla hizmetlerine devam etmekte olan bu mahfil de kültür-sanat erbabının mutlaka istifade etmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Özellikle İstanbul’a gelen üniversiteli gençlerimize böylesi mekânları keşfetmekte gecikmemeleri gerektiğini önemle hatırlatmak isterim.
Sinanpaşa ve Çorlulu Ali Paşa Medreseleri
Yine Beyazıt’ta Sinanpaşa Medresesi ile Çorlulu Ali Paşa Medreselerindeki kahvehanelerde kültür adamlarının sık sık biraraya gelerek oluşturdukları sohbetler de ileride kültür-sanat-edebiyat ve siyaset çerçevesinde değerlendirilmeye değecek kıymette olanlardandır. Ayıca bu edebiyat mahfilleri de kültürümüze önemli değerler kazandırmışlardır.
Birlik Vakfı
İstanbul’da bir kültür mahfili olarak bahsedilebilecek yerlerden biri de Çemberlitaş’taki Birlik Vakfı’dır. Daha önceki yıllarda çeşitli derneklerin merkezi olarak kullanılan tarihî bina yıllardır Birlik Vakfı’nın genel merkezi olarak hizmet vermekte ve genellikle de cumartesi günleri çeşitli toplantılara ev sahipliği yapmaktadır. Son yıllarda yeniden restore edilen binada önceleri kültür-sanat-edebiyat kulüpleri de faaliyetlerini sürdürüyordu. Ancak bugünlerde orada eskiden olduğu gibi kulüp çalışmalarının olduğuna dair bir bilgiye sahip değiliz.
Türk Ocağı İstanbul Şubesi
Yine aynı cümleden olmak üzere Divanyolu’ndaki, II. Mahmud ve II. Abdülhamid’in medfun bulundukları türbenin haziresindeki Türk Ocakları İstanbul Şubesi’nin bulunduğu, pencerelerinin bazıları da caddeye bakan kubbeli küçük binada yıllarca cuma günleri saat 18.00’de kültür-sanat-edebiyat toplantıları yapılmıştır. Bu toplantılar daha sonra, set üstünde kurulan kahvehane ile Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nin bitişiğinde (Eski İstanbul Kız Lisesi) yapılan bir salona taşınmıştır. Halihazırda sözkonusu toplantılar cuma akşamları orada devam etmektedir.
Pera Palas’ta Şiir ve Musiki Toplantıları
İstanbul’da Tepebaşında bulunan tarihî Pera Palas oteli de önemli kültür, sanat, edebiyat mahfillerinden biriydi. Bu muhteşem otelin salonlarında yaklaşık yirmi yıl süren Gönül Dostları, Gönül Sohbetleri şiir ve musiki toplantılarına bir çok şâir, şiirsever ve sanatkâr iştirak etmişti. Otelin işletmecisi olan Hasan Süzer’in sağladığı imkânlarla devam eden bu güzel sanat günlerini, şâir ve yazar Feyzi Halıcı, Gültekin Sâmanoğlu ve Ahmet Özdemir yönetiyorlardı. ilk spikerlerimizden Tarık Gürcan, şâirlerden Zeki Ömer Defne, Haşim Nezihi Okay, İlhan Geçer, Mehmet Zeki Akdağ, Ayhan İnal, Sedat Umran, Rıza Beşer, Halil Soyuer, Turan Oflazoğlu, Necati Cumalı, Tahir Kutsi Makal, Sadık Atay, Melda Özata, Ahmet Özdemir; müzisyenlerden Safiye Ayla, Samahat Özdenses, Yıldız Ayhan, İclâl Akkaplan, Dr. Nevzat Atlığ, Münip Utandı, Hadiye Arslan, Nazan Sıvacı, Melda Duygulu, halk şâirlerinden Aşık Murat Çobanoğlu, Şeref Taşlıova, Sefil Selimi, Mürsel Sinan, Maksut Koca ve daha onlarca şâir ve sanatçı her ayın ikinci pazar günü Pera Palas oteline büyük bir arzu ve hasretle geliyorlardı. Ne yazık ki çeşitli sebeplerle bu güzel toplantıların da sonu geldi ve 2004 yılında toplantılara son verildi.
Evlendirme Dairesinden Edebiyat Mahfiline: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
Beyoğlu, Tünel’de, Galata Mevlevihânesi’nin bitişiğinde bulunan, eski Beyoğlu Evlendirme Dairesi olan bina, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi olarak hizmet vermekte ve önemli bir kültür, sanat ve edebiyat mahfili olarak bir çok toplantıya ev sahipliği yapmaktaydı. Merkezin güzel ve sıcak bir atmosfere sahip salonunda onlarca kıymetli toplantıyı takip etme imkânı bulmuştuk. Fatih’te yapılan Ali Emîrî Efendi Kültür Merkezi 2009’da hizmete açılınca Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’ndeki toplantılar da artık oraya alındı.
Beyazıt Devlet Kütüphanesi
Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin girişinde bir salon vardı. Şimdi yerinde danışma bölümü ve asansör bulunuyor. Son yıllara kadar orada da güzel toplantılar yapılırdı. Şimdi zaman zaman süreli yayınları okuma bölümünde bazı toplantılar yapılıyor. Yine Avrupa yakasında, Orhan Kemâl İl Halk Kütüphanesi’nde ve Taksim’de Atatürk Kitaplığı’nda da bir çok toplantı düzenlenmektedir.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ndeki Arka Oda
İstanbul Tepebaşı’nda, tarihî bir binada, merhum Şevket Rado ve yine merhum Prof. Dr. Semavi Eyice’nin değerli kütüphanelerini de satın alarak zenginleştirdikleri büyük ve kıymetli kütüphanesiyle hizmet vermekte olan, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, aynı zamanda girişte açtıkları çok önemli koleksiyonlardan seçmelerle hazırlanan sergiler ve her ay düzenledikleri üst kattaki, kültür ve sanat üzerine “Arka Oda Toplantıları”yla da İstanbul’un Avrupa Yakasının kayda değer bir mahfili olduğunu söylemeliyiz.
Gülhane’de İki Mahfil: Tanpınar Müze Kütüphanesi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi
Meşhur Gülhane Parkı’nın caddeye bakan tarafında yer alan tarihî Alay Köşkü, “Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi” olarak hizmet vermeye başladığından beri çeşitli kültürel toplantılar için bir mahfil olma özelliği de kazanmış bulunuyor. Bu güzel köşkün zemin katında oldukça hoş ve romantik bir ortamda büyük istifade ile dinlediğimiz güzel sohbetleri de hâtıralarımıza ilâve ediyoruz.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesinin varlığından ve oranın aynı zamanda bir kültür-sanat mahfili olduğundan son zamanlarda haberdar olduk. Ancak buradaki toplantılara herkes katılamıyor. Sadece özel davetlilere açık. Zira binanın ve ortamın özelliği bunu gerektiriyor. Oradaki en son ve benim ilk olarak haberdar olduğum toplantı müzeciliğimizin de kurucusu olan ressam Osman Hamdi Bey üzerineydi. Müzenin sitesinde de duyurulmayan bu toplantının, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından düzenlenen sadece davetli olanların katılabildiği özel bir toplantı olduğunu öğrenebilmiştik.
Türkiye Turing ve Otomotiv Kurumu
Bu ve benzeri bazı yerlerdeki toplantılar, belediyelerin kültür merkezlerindeki herkese açık toplantılardan değildir. Meselâ kısa adı Turing olan Türkiye Turing ve Otomotiv Kurumu da böyle yerlerdendir. Levent’teki merkezinde yapıldığını öğrendiğim toplantıların özellikle salonlarının da küçük olmasından dolayı sadece üyelerine ve burs verdikleri öğrencilere yönelik olduğunu oraya açtığım bir telefon görüşmemde öğrenebilmiştim. Gideceği geleceği yerler konusunda hayli titizlenen ve bir “davulcu, simitçi” durumuna düşülmemesi açısından âzamî gayret gösterenler için oranın da özel bir mahfil olduğunu anlamış oldum.
İhtifâlci Mehmet Nuri Bey’in Bâbıâli Enderun Sohbetleri
Son olarak, yaklaşık on yıldır, Bâbıâli Enderun Sohbetleri adı altında, önce Timaş yayınlarının girişindeki Kitap Kahve’de başlattığı ve sonra da Cağaloğlu Hamamı’nın karşısındaki Hasan Paşa Medresesi’ndeki Yeni Dünya Vakfı’nda sürdürdüğü toplantılarla kendisine İhtifâlci Mehmet Nuri Bey adını verdiğimiz dostumuz araştırmacı gazeteci yazar Mehmet Nuri Yardım’ın, bir çoğu büyük bir vefa örneği olan ihtifâllere ayrılan ESKADER’in kültür-sanat ve edebiyat toplantılarından da bahsetmeliyim. Mehmet Bey’in hazırlayıp sunduğu bu yüzlerce toplantıda; vefat etmiş kültür, sanat ve edebiyatımızda adı geçen kıymetli Türk büyükleri anılmakta, yine bu sahalarda hizmetlerini devam ettirenler de bizzat katıldıkları toplantılarda okuyucularıyla tanışma ve onlara hitap etme imkânı bulmaktadırlar.
Muhsin Karabay