Tapınaklar Şehri “Yokyakarta” -2-

Dünyanın bu en büyük Budist tapınağı, Endonezya’nın Jawa Adası’nın etrafı yeşil bitki örtüsü ve biri halen aktif olan volkanlarla çevrili Yogyagarta şehrinde yer alıyor.

Prambanan Hindu Tapınağı  / Endonezya’nın en büyük Hindu tapınağı görkemli bir anıt yapı ve taş işçiliği bakımından dünyanın en önemli eserlerinden biridir. Giriş bölgesinde grupların toplanma alanı olarak belirlenen noktada okul grupları topluca fotoğraflar çekiliyorlardı. Yanlarına varıp selam verdim ve Türkiye’den İstanbul’dan geldiğimi söyledim. Hep bir ağızdan “ aleykümselam” diye yüksek sesle selamımı alıp beni hemen fotoğrafa davet ettiler. Sonra ikili, üçlü, tekli benimle fotoğraf çektirdiler. Selam öyle bir anahtar ki hangi coğrafyada olursa olsun açmadığı bir kapı görmedim. Uzak mesafeler bir anda anlamsızlaşıyor ve kendi evinizde olduğunuz hissini yaşıyorsunuz. Burada yabancı değilim. Endonezya tarihindeki en eski dinlerden biri olan Hinduizmin merkezi tapınağı ve dahası Java bölgesinin en büyük tapınak kompleksidir Prambanan Temple. Kompleks üç ana tapınaktan oluşmaktadır. Her biri Hindu tanrılar Shiva, Vishnu ve Brahma’ya adanmıştır. Hindu inanışına göre üç ilah (Trimurti) sembolleri ile donatılmış muhteşem bir mimariye sahip tapınak kompleksidir. Kompleks içerisinde üç tane Trimurti tapınağı, üç tane Vahana tapınağı (Nandi, Garuda, Hamsa), iki tane Apit tapınağı, dört tane Kelir tapınağı, dört tane Patol tapınağı ve 224 tane Pervara tapınağı vardır. Ve tapınaklardaki rölyefler de cabası…Tapınak çeşitli kültürel aktivitelere de ev sahipliği yapıyor. Biz gece büyük hindu geleneksel dans gösterisini izleme şansı bulduk. Kostümler, figürler, koreografi ve sıra dışı bir görsel şölene ek olarak… Sahne arkasında tapınak silueti gece ay ışığında muhteşem bir gece panoraması ortaya koymaktaydı ve bundan büyülendim gerçekten… Belirli bir haftalık  takvimde yapılan etkinliklerden bazıları şöyleydi:  Gamelan Müziği dinletisi ,Golek Menak Kukla Tiyatrosu, Dans Show,Macapat ve birçok kukla ve dans gösterileri.    Gün bitti göz uçlarımızda ve akşamın kıyısına dayandık yorgun argın tapınaklar arasından çıkıp gelmişliklerimizle… Akşam yemeği için bölgenin meşhur restoranlardan biri olan Bakmi Jowo Mbah Gitorestoranında Cava mjutfağının otantik lezzetlerini denemek istedik. Otantik bir mekanın geleneksel form izlerini görmek mümkün. Özellikle Mie Godo’yu denemelisiniz burası  Malioboro’dan yaklaşık 6-7 km. Güzel bir mekan. Güleryüzlü hizmet ve eşsiz Cava mutfağı lezzetleri ile harika bir akşam yemeğiydi. Dostlara teşekkürler… Artık  vakit dinlenme vaktiydi. Doğruca Hotelim Hotel@HomTimoho ya gidiyorduk. Güler yüzlü konukseverliğin  Yokyakarta’daki adresi… Bu hotelin hizmetleri saymakla bitmez. Bobi ve Maria her zaman sıcak ve konukların en yakınında duruyorlar… 

Yokyakarta’daki ikinci günümüze tropikal meyve ağırlıklı güzel bir kahvaltı ile başladık. Programımız yoğundu. Sabah ilk iş olarak özel yerel parlamentoya bir ziyaret yaptık. Daha önceden tanıştığım Jogjakarta Parlamentosu Başkan Yardımcısı Sn.Huda Tri Yudhiana beyi makamında ziyaret ettik. Nazik bir kahvaltı programında bölgenin turizm potansiyeli, kültürel mirası ve müzecilik üzerine şehrin en önemli temsilcileriyle bir istişare toplantısı gerçekleştirdik. Değerli fikir ve görüşlerinden istifade ettik. Şehir turuna kaldığımız yerden devam etmek adına ünlü caddesi  bizim istiklal caddesi mukabili sayılabilecek Malioborodayız..

Malioboro Caddesi   Her şehrin olmazsa olmazı olan kalakabalık, turistik caddesi söylediğim gibi bizim İstiklal gibi bir cadde hem tarihi özelliği hem kültürel anlamdaki zenginliği bakımından olmazsa olmaz bir destinasyon noktası diyebilirsiniz. İşte Yogyakarta’nın en işlek caddesi de Malioboro. Guest house’ların, restoranların, alışveriş merkezlerinin bir arada olduğu yer. Bizim Taksim’e girmek gibi araçla buraya girmek de hayli uğraş ve sabır istiyordu. Cadde boyunca atlı arabalar dikkati çekiyor eski dükkanlar yol boyunca yapılmış heykeller ve onlarla fotoğraf çektiren turistler müzik grupları, sokak göstericileri ile tarihi şehir içinde canlı dinamik bir yerdi. Ardından ikinci adres dünyanın en büyük Budist tapınağı olacaktı.  

Borobudur  Budist Tapınağı   Dünyanın en büyük ve tek parça Budist tapınağıdır. Kamboçya’daki Angkor ile kıyaslamayın çünkü o tapınak değil komplekstir. Yogyakarta şehrinin 40 km kuzeybatısında yer alan tapınak 1991 yılında Unesco tarafından koruma altına alınmıştır. Resmi kayıtlara göre inşaatın tahminen 75 yıl sürüp M.S 825 yılında Samaratungga’nın hüküm sürdüğü dönemde tamamlandığı söylenmektedir. Borobudur Tapınağı, belki de dünyanın en fotojenik yerlerinden birisi. Dünyanın bu en büyük Budist tapınağı, Endonezya’nın Jawa Adası’nın etrafı yeşil bitki örtüsü ve biri halen aktif olan volkanlarla çevrili Yogyagarta şehrinde yer alıyor. UNESCO Dünya Mirası listesindeki Borobudur Tapınağı, 2500 metre karelik alanıyla Budizm dini inancına ait en büyük tapınak. Buda’nın kutsal çiçeği, nilüfere benzitilmiş piramit şeklindeki Borobudur, 8. ve 9. yüzyılda Sailendra Hanedanlığının altın döneminde inşa edilmiş. Bu kabilenin Güney Hindistan yada Indochina’dan geldiği ve Java’nın Budist öğretiminin ve ibadetinin merkezi olmasına yardım ettiği düşünülüyor. Bundan tam 1,200 yıl önce iki milyon taşı nehirlerden derelerden taşımışlar ve harç kullanmadan mükemmel bir biçimde bunları birleştirerek 29 metre yükseklikteki bu görkemli piramidi inşa etmişler.Bu tapınağa girerken etek şekilde kullanılacak bir örtü veriliyor ve bu örtüyle geziyorsunuz çıkarken o örtüyü teslim ediyorsunuz.

Ratu Boko Tapınağı   Budist ve Hindu mimarisinin birlikte harmanlandığı tapınak Prambanan tapınağının 3 km doğusunda gün doğumu için vazgeçilmez noktalardan bir tanesidir. Yogyakarta’daki diğer tapınaklardan çok farklı olup egzotik bir atmosfer içinde olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Tepe üzerinde inşa edildiği için bulunduğu yerden Prambanan tapınağını görmek de mümkündür.16 hektar alan üzerine inşa edilen tapınak ilk olarak Mataram Hanedanlığı Boko Krallığının ikameti için kullanılan yermiş. Mantralar ve Bodhisattva heykeli M.S 792 yılında bulunmuştur. Yine Hindu kalıntıları arasında lingga ve Ganesha heykelleri de bu tapınak içerisinde bulunanlar arasındadır.

 Jogjada Dev Bir Heykel Atölyesi  Büyük usta Dunadi Satiaji, yeğeni Hari Sandugi ve Rudi Hendriatno gibi usta heykeltraşları büyük atölyelerinde ziyaret edip ülke çapında yaptıkları dev kahramanları, devlet adamlarını, askerleri ve daha bir çok önemli karakterleri dev boyutlarda inşa eden heykeltıraş eserlerini görmek onlarla sohbet etmek harikaydı…Art Space’den ayrıldıktan sonra yolumuzun üzerinde bulunan buyuk bir “Durian” marketine uğrayıp kendimize durian ziyafeti çekiyoruz bizdeki buyuk karpuz hali gibi seçip alıyorsunuz ve kesip servis ediyorlar aileler topluca gelip durian meyvesi yiyorlar değişik bir kokusu var lakin ben çok sevdim..Buradan doğruca tren garına gideceğiz bu akşam şehirden ayrılık vakti akşam yemeği için Dr.Sulkamta yol kenarında güzel bir restoranda duruyor buranın “sate”si meşhurmuş..bizim çöp şiş dediğimiz şey ama çok lezzetli bir et sanki biraz tatlı sos kullanılmış değişik sıradışı bir lezzet yanında güzel tropikal içeceklerle harika bir akşam yemeği oldu..Jogjakarta tren garına varıyoruz. Dostum Sukamta ve Nafi kardeşimle vedalaşarak tarihi şehirden ayrılıp trene biniyorum..sırada Jakarta ve İstanbula dönüş var…

Salih DOĞAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir